19 Kasım 2017 Pazar

FLASH BELLEK

      Hafızamızı yokladığımızda genellikle bizi derinden yaralayan etkileyen olaylar daha taptaze ve canlı olarak hafızamızda canlanıyor. Kalıyor. Olayları hatıraları paylaşma niyetiyle birilerine aktardığımızda  beynimizde şok etkisi  yaratan olaylar  ''flash flash flash'' diye sanki  belleğimize kaydetmişiz. Hemen sıcak habermiş gibi aktarıveriyoruz. Hatırladıklarımız kişiden kişiye değişebiliyor aynı olayı ben kendi penceremden kendi o anki duygularımı da içine katarak flash belleğime yüklemişim anlatırken öyle   anlatıyorum. Kardeşim de kendi duygularını veya o an gözüne takılan bir renk bir hava durumu bir ortamın etkisi ile olayı belleğine yüklemiş o da o şekli ile anlatıyor. Sonra ‘’Sen haklıydın, ben haklıydım tatlı tartışması’’ ha bazen üçüncü bir hatıra tanığını arama bulma ya gidilebiliyor.   O da olayı daha farklı yönleriyle bizim kişiliğimizle ilişkilendirerek tarih yer ve zaman çerçevesinde biraz da bizi tasdikleyerek anlatıyor. Sonuçta bir mahkeme salonu değil elbet. En doğrusunu bulma çabası da değil o an ki hatıralarımızın bizi ne kadar derinden etkilediğinin ispatını anlamaya çalışıyoruz. Oyda biz üç kardeş  aşırı unutkanlık var ben de diye, her birimiz de unutkanlığımızdan yakınırız. Kur’an’dan süreler okur, aç karnına sabahları üzüm yeriz. Unutkanlığımıza çare olsun diye. Genç yaşta bu unutkanlık ''Alzheimer,'' hastalığına yol açıyormuş diye de korkarız.   Güncel sıradan otomatik yaptığımız hareketler dışında yaptığımız eylemlerin pek çoğunu unutuyoruz. Bu sefer ben, ‘’Nurten olarak nereye koyardım? Veya ne cevap vermiş olabilirim?’’ Diye kendi kendime sorduğum zaman yine otomatik yaptığım bir eylemmiş gibi kendi kendine cevaplanıyor veya bulunuyor.  Sınıflandırılmış eşyalar, not alınmış yazılar  ve otomatik yaptığım eylemler, en  büyük yardımcım unutkanlığa ayrıca.
        Dikkat eksikliği, dikkat eksikliğinin fazlalığı unutkanlığa ve bir ayrıntıyı gözden kaçırmaya  sebep olabiliyor. Sen hem cep telefonu ile konuşurken müşteriye para üstü ver hem de diğer kişiyle ilgilen sonunda unutkanlığını sorgula. Neyse ki yanında buluna ikinci şahıs senin unuttuğun veya dikkatinden kaçmış bir olay için seni uyarabiliyor senin doğru rotaya geçmene ve hatırlamana yardımcı oluyor. Unutkanlığının ardına saklanıp bazı olayları dejenere etmemem de güzel tabi ki  ''Sen bana şunu dedin, bunu dedin, şöyle söylemiştin,'' laflarının hiçbirini de aklında tutamamak ve karşı tarafa kin beslememek konusunda. Ama o lafların sözlerin diline değil de flash belleğine yüklemişsen içinde kirli çamaşır olarak saklamışsan o sözler unutulmuş olabilir velakin duruş ve pozisyon o sözlerin yansımaları olarak kalabiliyor yıllar geçse dahi. Hafızamıza flash belleğimizi daha güzel olayları yüklemek için günlük tutup bunu zamanla açıp okuyabilir hafızamızda canlı tutabiliriz. Hiç mi mutlu günün yoktu? Diye sürekli flash belleğimize yoklayıp mutlu olayları da hafızamıza kaydedebiliriz. İç dünyamızda hafızamızda geniş ve esnek bir yaşam alanı sergileyerek olayları akışına bırakmak zaman her şeye ilaçtır. Eskimişse at gitsin at gitsin, uçtu gitti diyerek, ‘’Bir iyilik yap kendine ve hafızanı daima temiz tut.’’  Temiz kalsın. Yeni bilgiler donanımlar yeni çevre, yeni ortam, farklı yollar, hayata farklı pencereden bakma, farklı sosyal çevre diye çoğaltılabilir. Yeter ki sana flash belleğine geçmişin acı hatıralarını hatırlatacak sendromlar yaşatmasın. Sen de şok etkisi yapıp seni gergin bırakmasın.
          Geçmişin acı hatıraları aslında geleceğe daha güzel bakmamızı da sağlıyor. ''Nereden nereye gelmişim,'' Diye başarı noktasında çalışmalarına bakarsak. Her karanlık günden sonra bir aydınlık vardır. Her şerde bir hayır vardır. Rabbim geçmişimizin şerli hatıralarını hayra çevirdiği kullarından eylesin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder