HAMDIM YANDIM PİŞTİM
Kişiliğim tam
şeklini bulmamış yapışkan ve hamlar bazen öfke bazen sukut eyliyorlar. İç
dünyamdaki denge berbat bir duygu dışında hepsi o da bir kırık kuş kanadı gibi
çırpınıyor pörsümüş, yosun tutmuş dalları ateşe çok yaklaşmış erimiş deforme
olmuş bir öfkenin hatları kişiliğime berbat bir dokunuş öfke beni bırakmıyor.
Ilımlı ve candan görünüyor. Çok kuvvetli sinir uçları var en son sinir uçlarına
kadar gidebiliyor ellerimi titretiyor gözlerimin içinde şimşekler çaktırıyor
esmer tenim bazen kırmızılaşıyor bazen beyaza çalıyor ne acı bir dokunuş beni
renkten renge boyuyor karanın üstüne beyaz, beyazın üstüne kırmızı başım dönüyor, dengem altüst oluyor. Kalbim hızla çarpıyor bir yere oturmak bir dala tutunmak
ihtiyacı sanki bir sele kapılmışım da sel suları beni alıp götürecek beni
kendine çekiyor. Oysa benim dış resmim de gösterişli değil çarpıcı değil iken ben
sadece içine kapanıklığı oynuyor iken
İşte bu yüzden çoğunlukla göz ardı ediliyorum dışlanıyorum.
Hatta kızarmış yüzüme aldırmadan çekip gidiyorlar. İnşallah yakında hepsinden
kurtulacağım benim başarılarım karşısında hepsinin gözleri fal taşı gibi
açılacak. Şu an onlar dünyayı bulanık görüyorlar ben değil. Ama dünyadaki bütün
orantısız güçlere karşı orantılı bir denge kendimi kopyalayarak çoğaltmak.
İnsanları benim doğrularıma çekmek için beni daha az eleştirsinler diye. Bu da
bir zihin jimnastiği bu da bir analiz. Ya tek bir gerçek varsa sıcak ve soğuk
gibi evet ve hayır gibi. Sıcağa ne kadar yaklaşırsam o kadar yanıyorum yine de
ben, ben olarak kalıyorum, nasıl ama ya soğukta donarsam bir çıkmaz içine
girersem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder