16 Aralık 2017 Cumartesi

ÖFKE ÖFKE DİYE DİYE

    Öfke öfke diye bas bas bağırdığın şey belki de öfke değildi. Tutkularının ağır yükü onun ağırlığı belki de öfkeye dönüşüyordu. Hem korku hem cesaretsizlik.  Peki neden korku? Neden cesaretsizlik? Huzurumun bozulmaması için elimde olanların kaybetme korkusu peki ya yapamadıklarından dolayı içindeki pişmanlıkların tutkularına ulaşamamadaki suçluluk duygusu hani şu ukte denilen şey çeşidi belirsiz duygularınla birleştiğinde ve hayat akıp gidiyorken birileri de gemilerini yürütüyorken sen de arkalarından bön bön gıpta ile bakarken onlar yapar sen hayal ederken o kavuşmak istediklerinin etkisi altında iken kendini zorladığında öfkenin ortaya çıkışı. Hep bu merak duygusu içinde acaba orada neler var? Acaba bir adım atsam neler olacak? Diye o kıyı o eşik tam adım atmakla atmamak arasında işte öyle bir şey içinde iken kendi kendine yaptığın baskı. Ama eşiğin öbür tarafı bir sonsuzluk …. Bu sonsuzluk bir boşluk, bir çirkinlik, bir telaş, bir yıldız kayması bir gök gürlemesi bir şimşek bir başarı bu garip duygular içinde neler neler görünür gözüne
Oldu oldu en sonunda rüyalarım gerçek oldue
 sanat kişiye göreöreDEVAMMMMM


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder