28 Ocak 2018 Pazar

ESKİ İŞ ZANAAT

 Ölmüş bir işi ayağa kaldırmak çünkü o bizim en eski atalarımızdan kalma bir iş işimize saygı göstermemiz lazım. Kendi canımız kanımız gibi hatıralarımız var o işte, bir baba hep birlikte olmak istemiş birlik içinde. Temiz iş sadece yanımızda koşturması gereken işçilere gençlere ihtiyaç var.
        Gençler gülüyorlar hem de ''Olmaz'' diyorlar. Ölü bu iş ölü hem de arka arkasına kaç kez tekrar ediyorlar.  Ama böyle yaparak yaşlıları konuşturuyorlar yaşlılar kötü kötü onlara bakıyor. Gençler boşu boşuna zaman kaybı kim bu işle ilgileniyor ki? Ama böyle davranmakla da babalarını kırmış oluyorlar. Babaları başkası söylemiş olsaydı hemen şuracıkta ağızlarının payını verirdi ama kendi etinden canından çocukları söyleyince, baş belası zamane çocukları. ''Çocukları zamanında bu işte yetiştirmedim. Kemal Usta dediler mi saygıyla eğilirlerdi çocuklarım benim o günlerimi görmediler.   Şimdi bunlar böyle konuşur söz dinlemezlerse işi yürütmezlerse yarın başkaları da beni dinlemez ama ben babayım. Beni dinlemeleri gerekir.''  Çocuklarına bakıyor çocukları hala gülüyorlar ve ''Olmaz bu iş, diyorlar. 
    ''Tamam bu iş olmasın yapmayın fakat bana da saygı gösterin gülmeyin. Beni işimden soğutmayın.''
   Çocuklar iş orada hadi git yap der gibi başlarıyla işi gösteriyorlar babalarına bakıyorlar. Sanki babası işin orada olduğunu bilmiyor üstelik gösterirken hala gülmeye devam ediyorlar.
     Elimden geleni yaparım işimin gittiği yere kadar çalışırım. Ben rızkımı kazanırım çocuklarıma gelince onların kusuru değil ki bu gidiş zamanın kusuru bir nevide çocuklar gülmekte haklı.

                                                      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder