
Dedim ki insan yaşlanınca ne yapar? Sanki
darda kalmış gibi birileri boğazını sıkıyormuş gibi olunca ne yapar? Yine
bildiğini yapar. Eğer ki katır gibi inatçıysa çünkü yaşlılar inatçı olur. Kendilerine
bir iş bulur üstelik sağlam olan şeylerden mesela sağlam masanın ayağını kırık
zanneder ve tamire kalkar. Kendisi
beceremez tabi ki bir başkasının yapmasına da izin vermez. Ama yine bir başkasının
arka bahçede o masayı tamir etmesine göz yumar görmezden gelir. Çünkü onun
ondan fazla becerisi vardır.
''Allah rahatlık versin sana sen yat uyu
yeterince çalıştın yoruldun.'' İstiyorlar ki bir an önce gebereyim öleyim yok
öyle hemen ölüp gitmek pılımı pırtımı toparlayıp gitmek. Ne demek öyleyse ''Sen
git yat uyu? Ne demeye getiriyorlar? Beni
bir an önce iki kollu sandala bindirmek.''
Belli belli çok gözlerine batıyorum. Belli
bekleyecek zamanları yokmuş gibi, yalnızca bana bakıyorlar. Ölmeme ama ben baktım
ben büyüttüm onları oysaki bana hiç de rahatsızlık vermediler. Oysa ki şimdi ben
onlara rahatsızlık veriyorum. ‘’Hadi git yat uyu’’ inanın altı ay uyusam niye
uyuyorsun? Diye de gelip sormazlar. ‘’Ne güzel uyuyor işte rahatsız etmeyin,’’
derler.
Oysa yine geçip giden günlerde ben hiç
onlara rahatsızlık vermedim. Vermem de
Allah aşkına söyleyin bana, ''Hiç rahatsızlık verdim mi sana kızım sana oğlum
ya gelinler damatlar sizlere de dokunuyor mu benim bu dünya da oluşum? Çok mu
rahatsızlık verdim?'' ''Babacığım, ben rahatsızlık veriyorsun demek istemedim.''
Oysa o kendisini sokağa atılmış zavallı
bir kedi yavrusu gibi hissediyordu. Sokağın ortasında yere yığılıp kalmak
elleri göğsünde hırlaya hırlaya ölüp gitmek. ‘’Ben hiç rahatsızlık vermedim
anlatın onlara’’ diyerek kurtla kuşla haber salmak sonra da onun için bir beton
bloktan oluşan bir metre derinliğinde bir çukur kazdırmak. Başka da sizleri rahatsız etmeyecek söyleyin
onlara yaşadığı sürece de sizleri rahatsız etmemişti sadece sizleri rahat
ettirmek için yaşamıştı söyleyin onlara
Eğer ki bir ömrüm daha olsa yaşlanmak
için eğer ki Rabbim bir ömür daha verse kendimi tekrar hizara sokup düzeltmek
için o zaman hiç başkaları için çalışmaz hem de kafamı başkalarının işine
sokmazdım.
Nedense işler karışıyordu
Onun
Rabbinden ödünç aldığı bedeni var. Gamı kederi götürün ondan, ‘’Duvarı nem
insanı gam öldürür,’’ derler. Kendi bedenini gömmek için de ödünç aldığı şu
bedenini yine kazma kürek gerekecek. Onları da kazanması gerek. Bir çukur
alacak parası olmalı insanın mesela kafasını içine sokacağı bir çukuru olmalı.
Gözlerinden yaşlar süzülüyor boncuk boncuk
sonra yüzünde kuruyor. Geçmişi canını mı acıtıyor. Elbette acıtır ama şimdi o
geçmişi de onu acıtmıyor bir daha yaşayacağı bir ömür daha satın alabilse, bir daha yazacak yazgısını o zaman işte hiç
kimseye de rahatsızlık vermez. Yine de şanslıymış şeytanın bacağını kırmış
talih ondan yana imiş ne demek istiyorsa? Kendisi öyle söylüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder