31 Mart 2018 Cumartesi

BEN HİÇ RAHATSIZLIK VERDİM Mİ


   Dedim ki insan yaşlanınca ne yapar? Sanki darda kalmış gibi birileri boğazını sıkıyormuş gibi olunca ne yapar? Yine bildiğini yapar. Eğer ki katır gibi inatçıysa çünkü yaşlılar inatçı olur. Kendilerine bir iş bulur üstelik sağlam olan şeylerden mesela sağlam masanın ayağını kırık zanneder ve tamire kalkar.  Kendisi beceremez tabi ki bir başkasının yapmasına da izin vermez. Ama yine bir başkasının arka bahçede o masayı tamir etmesine göz yumar görmezden gelir. Çünkü onun ondan fazla becerisi vardır.
      ''Allah rahatlık versin sana sen yat uyu yeterince çalıştın yoruldun.'' İstiyorlar ki bir an önce gebereyim öleyim yok öyle hemen ölüp gitmek pılımı pırtımı toparlayıp gitmek. Ne demek öyleyse ''Sen git yat uyu?  Ne demeye getiriyorlar? Beni bir an önce iki kollu sandala bindirmek.''
        Belli belli çok gözlerine batıyorum. Belli bekleyecek zamanları yokmuş gibi, yalnızca bana bakıyorlar. Ölmeme ama ben baktım ben büyüttüm onları oysaki bana hiç de rahatsızlık vermediler. Oysa ki şimdi ben onlara rahatsızlık veriyorum. ‘’Hadi git yat uyu’’ inanın altı ay uyusam niye uyuyorsun? Diye de gelip sormazlar. ‘’Ne güzel uyuyor işte rahatsız etmeyin,’’ derler.
         Oysa yine geçip giden günlerde ben hiç onlara rahatsızlık vermedim.  Vermem de Allah aşkına söyleyin bana, ''Hiç rahatsızlık verdim mi sana kızım sana oğlum ya gelinler damatlar sizlere de dokunuyor mu benim bu dünya da oluşum? Çok mu rahatsızlık verdim?'' ''Babacığım, ben rahatsızlık  veriyorsun demek istemedim.''
      Oysa o kendisini sokağa atılmış zavallı bir kedi yavrusu gibi hissediyordu. Sokağın ortasında yere yığılıp kalmak elleri göğsünde hırlaya hırlaya ölüp gitmek. ‘’Ben hiç rahatsızlık vermedim anlatın onlara’’ diyerek kurtla kuşla haber salmak sonra da onun için bir beton bloktan oluşan bir metre derinliğinde bir çukur kazdırmak.  Başka da sizleri rahatsız etmeyecek söyleyin onlara yaşadığı sürece de sizleri rahatsız etmemişti sadece sizleri rahat ettirmek için yaşamıştı söyleyin onlara
       Eğer ki bir ömrüm daha olsa yaşlanmak için eğer ki Rabbim bir ömür daha verse kendimi tekrar hizara sokup düzeltmek için o zaman hiç başkaları için çalışmaz hem de kafamı başkalarının işine sokmazdım.
        Nedense işler karışıyordu
         Onun Rabbinden ödünç aldığı bedeni var. Gamı kederi götürün ondan, ‘’Duvarı nem insanı gam öldürür,’’ derler. Kendi bedenini gömmek için de ödünç aldığı şu bedenini yine kazma kürek gerekecek. Onları da kazanması gerek. Bir çukur alacak parası olmalı insanın mesela kafasını içine sokacağı bir çukuru olmalı.
      Gözlerinden yaşlar süzülüyor boncuk boncuk sonra yüzünde kuruyor. Geçmişi canını mı acıtıyor. Elbette acıtır ama şimdi o geçmişi de onu acıtmıyor bir daha yaşayacağı bir ömür daha satın alabilse, bir daha yazacak yazgısını o zaman işte hiç kimseye de rahatsızlık vermez. Yine de şanslıymış şeytanın bacağını kırmış talih ondan yana imiş ne demek istiyorsa? Kendisi öyle söylüyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder