10 Mart 2018 Cumartesi

DEDİKODU ÜRETİLİYOR


                                                      
        Bu günde her zaman ki gibi kalemimi hiç kaldırmadan sözümün bittiği yere kadar yazacağım. Son noktamı inşallah cümlemin sonunda hayırla koyacağım. İçim buram buram sevda türküleri söylerken bedenim yine ayrıldı ruhumdan. Dışarıdan gelen kasvetli hava gergin konuşmalar. İç dünyama yansıtmasam da bedenimi bir hayli yordu.  Gözlerim eskisi gibi pırıl pırıl bakamıyor dünyaya ellerim eskisi gibi şıkır şıkır işlemiyor. Gönül yorgunu da değilim, beden yorgunu, benimle ilgisi olmayan uzağımdaki olayların beden duvarına çarpıp geri aksetmesi. Bu da benim bedenimde tabi ki deprem etkisi yaratıyor. Bu günlerde bulunduğum çevremde bolca dedikodu üretiliyor. Uzak durmak isteme mesafesinde bile vücuduma çarpıp çarpıp geri itekleniyor. Ruhuma göndermiyorum dilime söz olarak getirmiyorum tepkimelerim bedensel mimiklerim ise yapmacık davranamıyor. ‘’Emir olunduğumuz gibi dosdoğru ol.’’ İçindeki ince çizgi kul ile kul. Kul ile Rab arasındaki ilişkiyi bu kadar dedikodunun içine dalmış dedikodu deryasında yüzenler nereden bilecekler? Ben, beni mutlu eden kendi dünyamda hayallerime, hayallerime karışmış tasarımlarıma araştırma merak ettiğim konulara dalarak günü kurtarma peşindeyim. Ben kendimi böyle huzurlu buluyorum.  Orta yol, vasat yol.
                                          
                                                        

                                                                


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder