3 Mayıs 2018 Perşembe

DERİN MEVZU


                                   Kalbimin en derin köşesine gönlümün otağına en sevmediğim😠 huylarımı atmışım çökmüşler ağ örmüşler derinlemesine sinmişler. Benim daha derin kuyular kazmam gerek daha ince kılcal sinir uçlarıma ulaşmam gerek. Esrar perdesi bir türlü aralanamıyor gizli polisler, ajanlar, mit dahi devreye girdi😎 İç dünyam uçsuz bucaksız bir dünya, kör noktalarla dolu, beni daha da içine çeken bir girdap, şeytanın tuzakları, şeytanın oyunları. Bu değişimde beden de payına düşeni alır korku, huzursuzluk ve sarsıntı, beden anlayamadığı bir şekilde titrerken. Dışarıdan gelen bir nefes benim bam telime dokunur. Kendime geliyor uyanıyorum.
      İnsanların seni sevmesine izin ver, iki yıl sonra seni tanıyabildim. Beni sana, seni bana yaklaştıracak birbirimizi anlamamızı sağlayacak en ufak bir kıpırtı bir gayret hiç görmedim ben sen de. ''Sen o zaman bir adım at. Sen bana bir adım atarsan, ben sana on adım gelirim. Sen bana elini uzatırsan ben de tutarım. Sen sor ben cevaplarım.'' ''Konuşmazsan ben seni tanıyamam ki'' ''Konuş benimle ey dost anlat bana içimdeki beni.'' ''Hep aklıma takılı kaldı sormayı unuttum hiç arkadaşın oldu mu senin? Kendini paylaşabileceğin anlatabileceğin ‘’Hayır’’ Bu cevabı aldığıma hiç şaşırmadım. Çünkü senin yaşantın eksik bir kere,  hareketli sosyal çevren yok. Dünya zevklerini tanıma isteğinden mahrum. Sosyal çevreye karşı yalnız, kendi kalabalığında da çatışma halinde. Sönük sıradan cahil kılıklı birisin.  Sen sadece kendi içinde yaşayabilir kendinle arkadaş olabilirsin. Çünkü sen, gece karanlıkta parlayan kedi gözleri gibi bakıyorsun dünyaya. Karanlıkta bir hortlak gibisin soğuk duvar, soğuk duruş, soğuk sevimsiz insan, seninle kim arkadaş olur?      
      Ama ben insanları çok seviyorum sevgi doluyum.  Senin ki gönül oyunu, bakışların aksini söylüyor, gözlerinde şimşekler çakıyor. ‘’Öyle güzel ki gözlerin bakmasını bir bilsen öldürür mahvedersin sevmesini bir bilsen'' seven insan böyle yapmaz.  Sevgi fedakarlık gerektirir. Fedakarlık, feda etmek, kendinden kendi benliğinden sen, sımsıkı bağlanmışsın kendine düğüm düğüm çözemezsin çözülmeyiz diyorsun. Kendi kendine acı çektiriyorsun. Hem ruhuna hem bedenine ıstırap çektiriyorsun. Sonra da sesimi duyan var mı? Diye iniliyorsun.  Senin içindeki karanlığın derinlerinde ne var hiç kimse tahmin edemez. Senin içindeki fikirlerini gerçekleştirme arzunu hiç kimse bilemez. Bakışların keskin kor alevler saçarken o gözlerin altında ki pırıltılı dünyayı kimse göremez. Sessiz çığlık sırlı cam kır kabuklarını. Kelimeler de  dilinde törpülenmedikçe gözle görülüp de anlatılamayan daha bir sürü şey ödüllendirilmeden senin içinde kısır bir döngüye dönüşür. İşte bu yüzden rüyalarında gökyüzünden patates ve soğan yağar. Gördüğün rüyanın manası gibi hayatın hep sönük, sönmüş volkanik patlamalarla geçer. Ben seni keşfedebilmem için senin bu sönüklükten kurtulman hayatını kolaylaştırman gerek. İşte o zaman ben seni merak ederim incelerim severim.




1 yorum:

  1. Aşk hem gül hem dikendir
    seven sevdiğinin gönlüne gül dikendir
    diyor ve yazınızı beğeniyle okuduğumu belirterek sizi de benim blogumu izlemeye davet ediyorum. Dost selamlar.
    www.erhantigli.blogspot.com

    YanıtlaSil