1 Mayıs 2018 Salı

RUHUMUN SANDIĞINDAN


        Bu kadar ince düşünme, ayrıntılara kafanı takma o zaman sana olmak istediğin insan portresine ulaşamayız. Hep diyordun ya aynı vücutta beden ve ruhun birlikteliği bu nasıl olacak sende bu tepkimeler olursa nasıl bir bütün olacağız aynı bedende bir can. Nasıl olacak bu iş?  Gönlünün vatanı mutlu ve neşeli iken ürkek ve çekingenliğinle kapanıp yön değiştirmesi. Hala güzel olan duygularına yabancı durma tanıt kendini. Bedeni ona hiç yardımcı olmuyordu. Bazı güzel duygular bedenine görevini hatırlattı yüzü gülümsemeyle aydınlandı. O çirkin öfkeli yüzü beyninin aklında da öyle kalmış. Ancak güzel duyguları tecrübesiz değildi. Cesaret, ruh ve beden birlikteliğini bu tutkusunu itiraf etti. Beden ona ne verebilirdi?  Güzel duyguları üzerine işleyebilirdi. Ruhu her ışıktan ürktüğünde tökezleyen her adımı kaçırdığı her fırsatı yakalayabilirdi. Bütün duygular çağrıldı. Kavga delisi öfkesi yenilgilerine rağmen bütün kötü duyguları yönetmek ruhunu ve bedenini savunmak istiyor. Beden ve ruh birlikteliğinden uzak kendini sadece kavgaya dövüşe kötü anılara sevgisizliğe hazırlayan öfkesi yine çirkinliğiyle onu aldatacak. Mecbur değildi, yüz vermedi öfkesine daha çok kendisini hissedip tanımak kendisini besleyen uyandıran etrafında dönen sohbet edebileceği onu kötülüklerden arındıran ruhunun tüm güzelliklerinden haber veren duygularından hatta akıl zeka mantık hayal dünyasının zenginliklerinden de yararlanabileceği bir dünya. Hepsine sessiz adımlarla yaklaştı hafif ve yumuşak elleriyle okşadı karanlıkta ki ışığı görmek için. Özellikle içindeki beni tecrübeli yaratıcılığa ve hissetmeye meraklı onda gönlünün karanlıklarına fikir kırıntılarını gün yüzüne çıkartacak cesaret var. Hiç kimseye bağımlı veya bağlı değil sadece kendisine bağlı bunun için lazım olan elindeki malzemelerine baktı.  Bir dağ büyüklüğünde suskunluk, bir tepe büyüklüğünde iletişimsizlik, bir ova kadar geniş çalışma arzusu, gökyüzü kadar büyük sevgi, bir deniz kadar uçsuz bucaksız aşk, bir kıyı kadar yakın kırılganlık, bir bomba kadar   yakın öfke, bir biber kadar acı sözler, bir taş kadar sağlam kinim, bir çocuk gibi uysal sessizliğim, bir pınar kadar temiz saflığım, bir arı gibi çalışkanlığım, bir akrep gibi dilimdeki ağı, bir yılan gibi zehirli sözlerim, bir kısrak kadar hızlı, bir karınca kadar çalışkan, bir kaplumbağa kadar hırslı, bir yılan kadar öldürücü, bir deve kadar dayanıklı,  bir güneş kadar sıcak, bir gece gibi örtü. İçimde saklı koca bir dünya. Bunlar benim gerçeklerim bana bunlarla gel diyebilecek tecrübelerim ve sana bir hiç kadar basit gelebilecek kum tanecikleri. Bütün bu ayrıntılar bende gizli ruh sistemimin kıvrımlı yollarında hapsedilen sandığında, bazen bir heyecan, bazen bir öfke, bazen neşe veren bu duygu sağanakları çantada keklik misali benimle bütünleşmiş iken,  kınanma,  utanma duygusunun içinde başarı başarısızlığın ardına gizlenmiş saklambaç oynuyor iken. Bedenimin yapı taşlarının çırpınışları hangi hal ve tavır alacağının endişesi mimiklerime yansır. Ah özgürlük.

1 yorum:

  1. Çok güzel bir yazı olmuş. Kalemine sağlık. Bu arada ikk hikayemi göz atıp yorum bırakırsan sevinirim.

    YanıtlaSil