Daha önce hiç ‘kitap yüklü eşek’ benzetmesini duymuş muydunuz? Allah (c.c) Cuma Suresinin beşinci ayetinde böyle bir ifade kullanıyor. İlginç, çarpıcı ve rahatsız edici, bir o kadar da ağır bir söz değil mi?
İşte, Kitab’ın hükümleriyle sorumlu
oldukları halde onun hükümlerini yaşamayanları böyle benzetme yapıyor Rabb’imiz.
Ayet’in devamında onları “Allah’ın ayetlerini yalanlayan bir toplum” olarak
nitelendiriyor ve son olarak onların zalim olduklarına vurgu yapıyor:
“Tevrat’ın hükümleriyle yükümlü tutulup da onun hükümlerini yaşamayanların
durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin haline benzer. Allah’ın ayetlerini
yalanlayan bir toplumun durumu ne acıdır. Allah zalim bir toplumu hak yola
ulaştırmaz.” (Cuma, 5)
Kur’an-ı Kerim’in Allah katından gönderilmiş
bir kitap olduğuna iman ettiği halde O’nun ayetlerini yaşantımızdan
uzaklaştırırsak Allah korusun kitap yüklü eşekten ne farkımız kalır?
O’nun indirilme gayesini unutup Kur’an’ı
gelişigüzel okuyup geçenler, yani onun ilmiyle amel etmeyen ve ahlâkıyla
terbiye olmayanlar;
Rasulullah (s.a.a)“Ey Ebu Zer! Bir kimseye manevî ilimlerden bir ilim verilirse ve o
ilim o kimseyi hak yoluna yöneltmezse, ona herhangi bir şekilde faydasız ilim
nasip olmuştur.” Diğer bir hadiste ise: “Dilediğiniz kadar ilim öğrenin,
vallahi öğrendiklerinizle amel etmedikçe, hiçbir ilimle ecir kazanmış
almazsınız.” Buyrulur.
“Kulları içinde Allah’tan hakkıyla
korkan, ancak âlimlerdir.” (Fâtır, 28) Allah bu ayetle, Kur’an hakkında ancak
ilim sahiplerinin düşüneceğini ve ibret alacağını anlatır. Çünkü gerçek âlim,
ilmi insanlara üstünlük sağlamak, gösteriş yapmak, sırf hamallığını yapmak için
değil; Allah’ı daha iyi tanıyıp muhabbeti güçlendirmek, O’ndan korkup sakınmak
ve yine sahip oldukları ilimle yalnız O’na kulluk etmek için öğrenir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder