Ne sahte gülücüklere ne de sahte
hayatlara karnım tok. Ben hayatı kendi içimde yaşıyorum onlar öyle mutlu ben
böyle mutlu ne var bunda? Ben sizi ne yapayım günah pervaneleri işkembelerini
ne ile doldurdukları belli değil. Bal tutan parmağını yalarmış ya kul hakkı
yetim hakkı? Sosyal iletişim dedikodunun ötekisine geçmez çarşı pazarda
vallahiler havada uçuşuyor, bir mal satıp adam kandıracağız diye hepsi sizin
olsun ne bulduysanız dünyaya ait doldurun ceplerinize kefenin cebi var mı?
Neyse fazla sataşmayalım çünkü çoğunluktasınız ben şimdi tek gibi görünüyorum.
Sizin dünyanız size benim dünyam bana. Ben şu an pasif bir duruş sergiliyorum. Sizlere
içten içe kızıyorum bunu kendimi sizden korumak için yapıyorum. Sizlerle savaşa
girersem ne zaman girdiysem hep kaybettim. Yenildim ben sizin gibi laf ebeliği
yapamam hazır cevap da değilim. Öfkem var benim hemen parlayıveren ve aklı
götüren. En haklı konumda dahi olsam buyrun düelloya desem yine de bakmışsınız
ki ben haksız konuma düşüvermişim. Hep bu patlayıveren öfkem sayesinde akıl
nerede sakinlik nerede? Kişiliğimin tamir ve bakımını üstlenmişim haberliyim
iyi huylarımın yeşermesi ve devamlılığı kötü huylarımın kökünden kazınması için
ömrün yettiğince her gün tatbikat yapmalıyım.
Güzel olana, iyi olana, alkış
tutulana ben de alkış tutarım elbet. Ülkemde güzel şeyler oluyor güzel ve mutlu
günler güzel bir gelecek güzel bir nesil geliyor. Ben tek başıma da sevinirim yalnız
başıma da alkış tutarım artık çoğaldınız ne güzel.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder