30 Nisan 2018 Pazartesi

SÜNGER


        Ağlama, artık geçmişin takıntılarını bırak geçmişin acı yüzü ile her gün yüzleşmeyi ruhunu yormayı artık pes unutmak istiyorum de üzerine sünger çek. ‘’Unutmak kolay olsa çoktan unuturdum, çareler çaresiz zamanlar zamansız uzayan gecelerde vakitler zamansız ah ne yapsam ne yapsam unutabilsem kendimi unuttun unutuldum da bir tek geçmişimi unutamadım.’’ Kendimi yönlendirmemde çok işime yarayacaktı ah bir unutabilseydim. Geçmişten gelen içimden fışkıran üzücü anılarıma uydurduğum hayali senaryolar. Diyorum ya benim hafıza kartım bana en lazım olmayan çöplük değerindeki hatıraları belleğine kazımış unutmak istiyorum. Kendimin devamlılığından billur gibi tertemiz sularda yüzmemi, akışkan olup aşk şerbeti gibi içmemi içenlere de susuzluk nedir bilmezler olmayı. Hepsini, kendimin genç dinamik özgüvenli duru sabunu ile yıkanmış şekli ile tertemiz olmaya aday,  ruh ve beden aynı dili konuşuncaya kadar bir birey olmaya talip. Ben kendimi başka nasıl tarif edeyim ki yemek tarifi gibi bir liste hazırlasam gram gramına konulması gereken malzemeler birinin fazlalığı veya eksikliği benim tadımı bozar. İşte ben böyle ince bir çizgi üzerinde yaşıyorum. Dökme su ile değirmen dönmez kendimi en çok anlatma en çok beni anlayan biri var mı demem hep benim en çok içimin acıdığı çok öfkelendiğim gözlerimin çakmak çakmak olduğu zamanlar olmuştur. Bir dost arayışım kalemle kağıtla dost oluşum sırdaş oluşum tekrar beni bana anlatması iyi ki varsınız. Bana ait olmayan hiçbir şeye el uzatmam beni yaralamayan. İçime cız etmeyen her şeyi unutur giderim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder