
Sahte sahnelerde kurulmuş dekor ve oyunculardan sanal göstermelik ve karışık tutarsız işlerden hemen ruhumun haberi olur, bana itici gelir o çevre. Ben gerçek doğal olan ne varsa o taraftayım. Başkalarının bilgi ve deneyimleri yapmacık geliyor. Bayağı olanlardan sahte olanlardan duygu sömürüsü ile yaklaşanlardan hemen uzaklaşırım sevmem. İteklerim keyfimi kaçırmasınlar diye. Bazen bu sahte oyunlar o kadar abartılıyor ki ısrarcı ve kabul etkisi yaratacak şekilde kendimi bir saldırının ortasında kalmış gibi hissediyorum. Ruhumda karşı konulmaz bir sinir harbi başlatıyor. Sesim, ellerim titriyor kalbim yüksek hızla çarpıyor. Oradan uzaklaşma başka ne yapabilirim ki? İçimdeki devlerin savaşı devreye girmeden, duygusallıktan yıpranmış bedenime harabiyet vermeden anında o ortamı yok sayıyorum. Kendimi enayi yerine konmak, aldatılmak tehlikesiyle karşı karşıya bir insan olarak, karşımdakilere kızıyorum içimden. Bir cümle, bir bakış bir cümlenin kuruluşundaki bencillik duygusu, iğneleme yerme, küçük düşürme sözcükleri, hatta bazen bir abartılı övgü dolu söz bile yersiz ve gereksiz. Bu duygusal hareketle davranışların bedensel bütünleşmesi ben de tam tamına o kişilere karşı bir sevimsizlik duygusu uyandırıyor. Çok tatsız ve yavan gerçekten uzak ve yapmacık. Çok az insana katlanabiliyorum bu da benim zayıf noktam. Duyarlı oluşum kişilere karşı değil, kötü niyetliliği fark ettiğim noktada başlıyor. İkiyüzlülük benim defterimde yazmaz. Dürüst ve yalancı olmayışımdan verdiğim sözleri mutlaka ve mutlaka yerine getirmemden hep övünç duymuşumdur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder