24 Nisan 2018 Salı

KAYBOLMUŞ BENLİK


        Toplum hem kendini yeniliyor çağa ayak uyduruyor hem de kendini tüketiyor. Bir şeyler önceden eskiden geçmişte kalan nerede o eski günler dediğimiz vakalar yok bitti.  Yerini değişimler sosyal sanal alemler bireysel özgürlükler aldı. Hayatımız kılık değiştirdi toplum yavaş yavaş kılık değiştirdi. Hiç bir şey eskisi gibi değil. Kalamaz da. Elbette her şey evren bir değişim ve gelişim barındırır. Lakin öz benliklerimiz özümüz değişime uğrar deforme olursa o zaman kendi kimliğimizden uzaklaşırız kendimize yabancılaşırız. İşte o zaman psiko sosyal sorunlar başlar. Kendisiyle anlaşamaz toplumla anlaşır oluruz ve o toplumun gittiği yöne doğru gideriz. Toplum ne derse onu yaparız.
       Oysa o kişi, aslında kendi içinde iç dünyasında patlamaya hazır bir bombadır. Her an ses getirmek için çabalar. Kendinden bir ses ben de varım. ''Buradayım,'' demek ister bunu dış dünyaya sanal aleme ani çıkışlar ani deprasyon hareketler çılgınlıklar, gösteriler, şovlar şeklinde sunar. Tek başına hiçlik duygusu yaşayan kişi gruplara katılır, onlar yönlendirir onu bir o yana bir bu yana birde bakmışsınız ki okumuşu kültürlüsü kişisel gelişimini tamamlayamamış dediğimiz kişi bunalıma girmiş nasıl olmuş peki? Çünkü o kişi özünü benliğini kaybetmiş toplumun grubun bir kolu olmuş kendisi hiçlik içinde kendinden uzak kendi benliğinden uzak. O zaman kişi ne yapmalı? Önce kendisiyle diyaloğa geçmeli, kendisiyle konuşmalı, kendisini anlamalı dinlemeli ve sevmeli kendini tanımadan anlamadan toplumun bir bireyi olmaya kalkarsa toplum onu kendisinin bir uzvu yapar ve toplum o grup onu yönlendirir. O kişi de kişi değil, kendisini kaybetmiş kendisine yabancı bir kişi olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder