Ne
güzel; içinde hiç bitmeyen acaba sorusu, merak duygusu, seni kendi iç
dünyandaki labirentlerde yol almanı sağlıyor. İç dünyanın kıvrımlı yollarında
senin belirlediğin hedefine varmana yardımcı olacak. Kendini fethetmeye
başlamışsın ne güzel, herkesten farkındalığın bu işte. Çoğu insan kendini analiz
etmeden yemek ile tuvalet arasında iletişim kurarak yaşar ve ölür gider. Bu
içindeki merak duygusu ile birleştirip test ettiğin kendini, başkalarına sor
bakalım onlar da yapıyorlar mıdır? Zannetmiyorum. En ufak bir uygulamaya
geçmedikleri gibi ''Bunu senden başka kimse yapmaz,'' diye sana set bile
vurmuşlardır. Yani acayip karşılamışlardır. Kendimi onların yanında zayıf cılız
ses çıkaran aciz çaresiz ve korkak gösteriyorsam, ben, kendi duygu ve akıl
çöplüğümde araştırmalarımı yapıyorum. Bir gün midye içini açacak, bir gün tıpkı
değerli bir taş gibi parlayacağım biliyorum. Ben özelim. Ben sadece kurtların
içine düşmüş bir kuzuyum. ''Duygusal yönü ağır basan birini, tıpkı, sabun köpüğü
gibi basit yaşantılardaki insanların, suyun üzerindeki kabarcıkların dipteki sudan
haberdar olmaması gibi seni anlayamazlar. Seni ancak seven anlar. Kapat artık
bu sana acı veren kapıları girmesin o vefasızlar. Sen bu dünyaya ait değilsin
çocuğum seni leylekler getirdi. Senin gibi eşine az rastlanan neslinin son
örneği numune insanlar incelemeye araştırmaya, kişisel testlere, analizlere
ağırlık verenler, kulakları ve gözleri pür dikkat kesildiğinde en ufak bir
ayrıntıyı kaçırmadan kalbinin de sesini dinleyerek anlayan insanlara ancak
kendilerini anlatabilirler. Kendi çevrende ruhunun sırlarını ancak onlara
açabilirsin.'' Benim çevremde böyle insanlar yok. ''Hiç aradın mı? Hiç aradın mı?'' Benim
çevrem kendini farklı gösteren, kendi reklamlarını yapan, aşırılıktan hoşlanan,
gürültücü boş tencereler bütün çevrem
bunlardan ibaret. Bunların benim için benim de onlar için bir anlam ifade
etmediğim ortada. Onlar yoluna ben yoluma.
Onları umursamıyorum demeyi öyle çok isterdim ki ama maalesef çevrem
dikenli tellerle örülmüş gibi hep bu tip insanlarla örülü. Umurumda bile
değilsiniz kaba sakal ailesi. Muhabbet tellallığı yapan kendilerini oyalayan
uyuşuk kendini bir şey zanneden insanların içinde onların arasına girmediğime giremediğime de seviniyorum. Ben onlarla aşşık atamam onlarla aynı hamurdan
değiliz kendimin farkındalığımın farkındayım ama ne çare ben, bu şehirde bu
semtte bu binada bu komşularla yaşıyorum. Zaferi kazanmış bir komutan edası
takınamam başarılı olamadığımdan, sosyal çevreden kazançlı çıkamadığım için
yerinemem, bana getirisine bakarım sadece kazançlarıma. Bu düşmanların beni
içten ve dıştan sarmalayarak bana ruhumun en ince ayrıntısına kadar detaylarına
inebilmeyi test ettiriyor. Huzurlu ve iç içe geçmiş iyilerle kötülerin savaşı
bu hal ve durum belki her kula nasip olmaz. Kendimi tamamen toplumdan
soyutlamanın zevkini tada tada yaşıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder