27 Nisan 2018 Cuma

YALNIZ GİDERİM


         Kendim üzerime işlediğim nakışlar bana ait istersem söküyor tekrar işliyorum. Kendi iç dünyamda. Kendime seramiğe şekil veren balçık gibi kendimin duruşunun hamurunu fırına verdim pişiriyorum. Nasıl yani herkes bir yere çöp atıyor diye diğerleri de atıyor, birileri trafik kurallarına uymuyor diye herkes uymuyor. Birileri birilerini etkiliyor etkileşim bir rüzgar gibi tüm bir toplumu etkiliyor. Ben neden farklılığı seçiyorum Onların gittiği yoldan değil de kendi bildiğim yoldan gidiyorum. Benim devamlı bir tek sloganım var. Hak bildiğin yolda yalnız gideceksin. Tamam o kadar bitti. Bu sıra dışılık tezatlık gökyüzündeki yıldızlar gibi tek tek kalsa da yalnız günün birinde bizde elbet çoğalıp aydınlık ışık olarak parlayacağız. Şu an kendimi kendime kilitlemişim saklı tutuyorum, kimseyle paylaşmıyorum. Birinin birilerine veya tek birine anlatacağım bir dostum yol arkadaşım çıkacak karşıma ona kendimden dilim dilim pay pay paylaşma izni vereceğim. Alaaddin’i bekleyen sihirli lambası misali ancak o zaman lambadaki adam dışarı çıkacak göz kırpacak.

      Daima hak bildiğim yolda yalnız gittiğimden benim düşüncelerim sanki negatif bir düşünce imiş gibi hep yalnız kalır. Yani benimle anlaşmak imkansız gibi görünür dışarıdan bakıldığında. Kazdığım kuyudan su çıkmaması hep elimi attığım işten hayır görememem beceriksizliğe sayıyorum. Bu beceriksizliğimin ve başarısızlığımın ben de çekingenlik duygusu yaratacağı cesaretimi esaret altına alacağını nereden bilebilirim? Ruhumda kopan bu fırtınalar asık suratlı birisi olarak yüzüme vuruyor. İkilem burada da başladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder